Üsküdar Mutlu Son

“elbette, ” dedi Nygård. “Beş, kara büyü için en önemli rakamdır. Bir mi yoksa iki köşesi mi Üsküdar Mutlu Son yukarı doğruydu?” “Bir.” “Öyleyse şeytanın işareti değil. Tarif ettiğin işaret canlılık ve tutkuyu sembolize ediyor olabilir. Neredeydi?” “Yatağının üzerindeki kirişte.” “Ah, anlamış oldum, ” dedi Nygård. “O süre bildiğimiz.” “doğrusu?” “Bizim kötü ruh, yani mare haçı, veya şeytan yıldızı adını verdiğimiz işaret.” “Kötü ruhların haçı mı?” “Evet, kötü ruhlar. İnsanlara kabus gördürttüğüne inanılan şeytani yaratıklar.

Dişi bir iblis uyuyan insanın göğsüne ata biner şeklinde oturur ve onu kötü rüyalara doğru süre gelir. Paganlar onun bir ruh bulunduğunu düşünürlerdi. İngilizcede kabus anlamına gelen nightmare’deki mare kelimesinin Hint-Avrupa dil ailesindeki mer’den geldiğini bildikten sonra bu o kadar da garip değil.” “İtiraf etmeliyim ki Hint-Avrupa dilleri ile alakalı bilgim o kadar da iyi değil.”

Üsküdar Mutlu Son

“Anlamı ‘ölüm’. Nygård fincanına bakıyordu. “yahut daha şu demek oluyor ki ‘katliam’.” Eve döndüğünde, Harry’nin telesekreterinde ona garip gelen bir mesaj vardı. Bildiri Rakel’dendi. Üç ile beş arası dişçiyle randevusu olduğundan bir sonraki gün Frogner”deki yüzme havuzunda Oleg’e göz kulak olabilir mi diye soruyordu. Bunu isteyenin Oleg bulunduğunu söylüyordu.

Harry kaseti yine yine dinleyerek birkaç gün önce bırakılan mesaj benzer biçimde nefes alıp verme var mı diye kontrol etti. Öyle bir ses yoktu. Giysilerini çıkarıp çıplak bir şekilde yatağına yattı. Bir gece önce yorganın üzerindeki nevresimi çıkarmış ve öyle uyumuştu. Bir süre ayağıyla nevresimi tepti ve uyudu. Ayağı boşluğa ulaşınca panikledi ve pamuklu kumaşın yırtılması onu uyandırdı. Dışarıdaki karanlık daha şimdiden grileşmeye başlamıştı. Nevresimden geriye kalanları yere fırlattı ve yüzünü duvara döndü.

Ve sonrasında o geldi. Ata biner gibi üzerine oturdu. Dizginleri ağzına taktı ve çekti. Harry’nin kafası o yöne döndü. Harry’ye doğru eğildi ve sıcak nefesini kulağına üfledi. Ateş saçan bir ejderha benzer biçimde. Sessiz bir bildiri, ıslık sesine benzer bir tıslama vardı telesekreterde. Böğrünü, kaba etini kamçılıyordu ve acı Harry’ye iyi geliyordu ve Harry’ye çok geçmeden sevebileceği tek hanımın o olacağını söylemişti. Bunu en başından beri biliyor olması gerekiyordu. En tepedeki kiremitlerin üzerine güneş parlayana dek Harry’nin üzerinden inmedi.